Bir adam Allah’ın mümtaz elçisini ziyarete gelir. Allah’ın elçisi adama sorar: “Sen buraya neyle geldin? Adam: ”Devemle geldim ey Allah’ın elçisi!” Allah’ın elçisi: ”Nerede deven?” diye sorar. Adam: ”Allah ve elçisine teslim ettim!” der. Allah’ın elçisi:”Git deveni bağla, sonra Allah ve elçisine teslim et yani tevekkül et!”

 

Bu olay, biz Müslümanlara sıradanmış gibi gelir ya da önemsemiyoruz. Oysa işin can damarı burada! Biz Müslümanların üzülerek belirtiyorum ki bu konudaki anlayışı çok yanlış... Yani tevekkül anlayışımız! TDK’nın sözlüğünde tevekkülün tanımı şöyledir: “Herhangi bir işte elinden geleni yapıp daha sonrasını Allah'a bırakmak.” Biz ise hiçbir önlem almadan Allah’a güvendik deyip işin içinden ucuzca sıyrılmaya çalışıyoruz. Bu konudaki anlayışımız çok farklı duruma gelmiş. Biz Müslümanlar, İslam’dan uzak bu kötü alışkanlıklarımızı yaygınlaştırmış ve olması gerekenden uzaklaşmışız. İslam’ın bize gösterdiği yola değil de yanlış yollara sapmışız. İşlerimizi rastgele ve kafamıza estiği gibi yapıyoruz, gerekli önlemleri almıyoruz; teknik önlem ve bilgimiz olmadan işe koyuluyoruz. Bu şekildeki davranışımızın nedenleri arasında vurdumduymazlık, bilgisizlik, önemsememe, açgözlülük, çıkarcılık, paranın esiri ve aşığı olma; insan sağlığını ve hayatını hiçe sayma, kendini düşünme, çıkarcılıktan ileriyi görememe, sadece anı düşünmeyi sayabiliriz. Bir de çok sevdiğimiz ve tekrarından bıkmadığımız şu söz de başımıza felaketlerin gelmesine neden oluyor: “Bir şey olmaz, sıkıntı yok!” Kör olasıca çıkarcılığa bağlı susmak ve gerçekleri söylememek! Gerçekleri haykırmamak! “Zülf-i yare dokunmamak!” için konuşmamak ve gerçekleri örtbas etmek!

 

Gelelim asıl konuya:

 

Binayı yapan yüklenicinin (müteahhidin) yetkisi, teknik bilgisi ve belgesi yoktur.

Binalar yapılırken gerekli denetim yapılmıyor.

Denetimden sorumlu kişiler görevlerini çıkarları gereği eksik yapıyorlar, göz yumuyorlar!

Teknik eleman gereğini yapmıyor ya da nemalanarak görmezden geliyor.

Sonuç: Düşük dereceli bir depremde bile bina yıkılıyor ya da basit bir yangında canlar ölüyor!

 

Bolu’daki otelde yangının çıkması ve kontrol altına alınamamasından ötürü 78 vatandaşımızın vefatına neden olan olay basit bir önlem alamamaktan kaynaklanmıyor mu?

Aşçılar, yanan tavadaki alevin üzerine su dökeceklerine bir battaniyeyle alevin üzerini kapatsalardı ya da yangın söndürme tüpü ile söndürmeye çalışsalardı bu facia böyle mi sonuçlanırdı?

 

Binada yangın düzeneği ve araçları yok!

Binada yangın merdiveni kullanıma uygun değil!

Personel veya ilgili görevliler konuklara haber vermekten çekiniyorlar!

Personelin bilgisi yok!

Rastgele düşük ücretle bulabildikleri insanları çalıştırıyorlar!

Mutfakta çalışan personelin yangını söndürme pratik bilgisi, uygulama deneyimi yok!

 

İş sağlığı ve güvenliği elemanı ya yok ya da formalite gereği kısa bir süre kurstan geçirilmiş ve belge almış birinin iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili iş ve işlemleri yürütmesi şeklindedir! İş sağlığı ve güvenliğinden sorumlu elemanlar da iş sahibinden maaş aldığı için patron ne derse o oluyor maalesef! Oysa 6331 sayılı yasaya göre bir iş yerinin tehlike derecesine göre mutlaka periyodik denetimler yapan iş yeri hekimi ile iş sağlığı ve güvenliği uzmanının bulundurulması gerekir. Günlerdir Bolu’daki otel yangını ile ilgili yayın organlarında hiç 6331 sayılı yasa gereği “iş yeri hekimi ile iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarının” görevlendirilmesi gereğinden söz edilmedi. Bu ve buna benzer felaketlerden sonra hep konuşuruz, konuşuruz ama sonrasında bir şey yok! Eskiler: “Kellim, kellim la yenfe’ ” yani konuş konuş fayda yok! Deprem olur önlem almayız, yangın olur önlem almayız, bina çöker önlem almayız! Cezalar caydırıcı değil ve hafif kalıyor. Adamın yaptığı yanına kar kalıyor! Deveye sormuşlar: ”Neden boynun eğri?” Cevap ilginç: ”Nerem doğru ki...”

 

Ülkedeki pahalılıktan mı?

Satıcıların keyfi fiyat arttırmalarından mı?

Eğitimde çocuklarımızın ortaokuldan itibaren mesleğe yönlendirmelerinin yapılmayışından ötürü boş gezen işsiz, güçsüz gençlerin ortada dolaşmalarından mı?

Torpil, adam kayırma, rüşvetle işe almalardan mı?

Bürokraside işin uzmanı olmayan, işten anlamayan, bilgisiz ve yetkisiz insanların yetkilendirilmesinden mi?

 

Allah bize yardım etsin...