Gazetecilik mi Hasbara mı? Fatih Altaylı ve İsrail'in Dil Haritası Arasındaki Paralellikler
2009 tarihli
Global Language Dictionary, İsrail’in savaş suçlarını meşrulaştırmak için
küresel medyada nasıl konuşması gerektiğini detaylı biçimde tanımlar. Hedef
kitleye göre dilin nasıl şekilleneceği, hangi kelimelerin kullanılacağı, hangi
ifadelerden kaçınılacağı ve nasıl bir çerçeve kurulacağı belgede açıkça tarif
edilmiştir. Bu belge yalnızca devlet temsilcileri için değil, medya
temsilcileri ve kanaat önderleri için de dolaylı bir zemin üretir. Fatih
Altaylı’nın son bir buçuk yılda kaleme aldığı yazılar, doğrudan olmasa bile bu
zemine uyumlu bir söylem kurgusu ortaya koymakta ve GLD'nin en önemli
taktiklerini yeniden üretmektedir.
1. Gerçekliği
Sulandırma
Altaylı’nın “Post Truth
Savaş” (1) başlıklı
yazısında şu ifade dikkat çeker:
“Basın
toplantısında yerde yatan ölülerin basın gittikten sonra yerlerinden kalkıp
gittiğini gösteren video görsek şaşırmayacağız neredeyse.”
Bu ifade,
savaşın medyada nasıl sunulduğunu değil, savaşın gerçekliğini hedef almaktadır.
İsrail’in Gazze’de sivil hedefleri bombaladığı, hastaneleri vurduğu, çocukları
öldürdüğü belgelenmişken Altaylı, bilgi kirliliğini öne çıkararak şu algıyı
yaratmaktadır: “Taraflar birbirine eşit ölçüde yalan söylüyor, neye
inanacağımızı bilemeyiz.” Bu, tam olarak GLD’nin medya için önerdiği
stratejidir: Gerçeğin kendisini itibarsızlaştırmak, savaş suçlarını bilgi
kaosunda görünmez kılmak.
GLD bu
stratejiyi özellikle Batılı medyada kullanmayı önermektedir çünkü kamu
vicdanının harekete geçmesini engelleyen şey, “kararsızlık”tır. Altaylı’nın
yazısı bu kararsızlığı büyütmekte, hakikati “muğlak bir algı”ya
dönüştürmektedir.
2. Hamas’ın
Meşruiyetini Yıkarak Direnişi Gayrimeşru Kılmak
Altaylı’nın “Milyon
Dolarlık Soru: Hamas’ın Kurucusunu İsrail Niye Serbest Bıraktı?” (2) başlıklı yazısındaki şu ifadeler oldukça
çarpıcıdır:
“Batı’nın ve
İsrail’in Ortadoğu’da ‘yaramaz bir İslamcı gruba’ ihtiyaç duyduğu bir anda...
Hamas da aynen öyle, gerektiği anda birden peydahlandı.”
Altaylı burada
Hamas’ı Filistin halkının meşru temsilcisi değil, bir tür “MOSSAD ve CIA ürünü”
gibi göstermekte ve onu tamamen araçsallaştırmaktadır. Bu tür bir çerçeveleme
GLD’nin “direnişi radikalizm ile özdeşleştir, meşru olmayan bir aktör gibi sun”
taktiğinin doğrudan uygulamasıdır.
Üstelik
Altaylı bu argümanı, Filistin davasını destekleyen grupları da zan altında
bırakacak şekilde genişletir:
“O yüzden bu
cahil siyasal İslamcıların aslında neyi ve kimi destekledikleri konusunda
hiçbir fikirleri yoktur.”
Yani yalnızca
Hamas’ı değil, Hamas’a destek veren herkesi gayrimeşru ilan eder. Bu tam
anlamıyla söylemin kriminalize edilmesidir.
3. Acının
Eşitlenmesi ve Empatinin Gaspı
Altaylı “Gazze Can da
Yemen Patlıcan mı” (3) başlıklı
yazısında Gazze'deki İsrail katliamlarını Yemen'deki Suudi saldırılarıyla
kıyaslar:
“Yemen’de 381
bin kişi öldü... Kimsenin umurunda değil. Müslüman Müslüman’ı öldürünce sorun
olmuyor da, Yahudi öldürünce mi sorun oluyor!”
Bu söylemde
haklılıkla çarpıtma iç içe geçer. Yemen'de yaşanan insani kriz gerçektir, evet.
Ancak Altaylı’nın niyeti Gazze'deki soykırımı gündemden düşürmek, İsrail’in
sorumluluğunu dağıtmak ve empatiyi bölmektir.
Global
Language Dictionary bu tür stratejileri “suçun dağıtılması”, “etik gri alan
yaratılması” ve “tekil failden çoklu trajedi üretimi” olarak tanımlar. Burada
temel hedef, kamu vicdanını “eşit acı” kavramıyla devre dışı bırakmaktır.
4. İsrail
Halkını Aklamak ve Devleti Masumlaştırmak
19 Nisan 2024
tarihli “Yahudiler İçin
En Büyük Tehlike İsrail” (4) başlıklı
yazısında Altaylı şöyle der:
“İsrail’in
hükümet politikalarından nefret ediyor olmamız, İsrail halkının düzeyini
görmemizi engellememeli.”
Ve ardından
İsrail halkının Nobel başarısını, üniversitelerini, hukuka olan saygısını över.
Bu anlatı, GLD’nin “antisemitizm suçlamasını önlemenin yolu halkı övmek,
hükümeti eleştirmekten geçer” önerisinin aynısıdır.
Böylece işgal,
sistematik apartheid ve devlet politikası değil, “bir hükümetin hatası” gibi
gösterilir. Oysa Gazze’deki bombaları atan da, apartheid yasalarını çıkaran da,
işgali kalıcı hale getiren de bu sistemin kendisidir. Altaylı’nın söylemi bu
sistemin üzerini örtmekte ve İsrail halkını “aklı başında demokratlar” olarak
konumlandırarak, eleştiriyi etkisizleştirmektedir.
5. Hamas’a
Destek = Radikalleşme
Altaylı “Tezgâhın
Hedefi İran mı Türkiye mi” (5) başlıklı
yazısında Türkiye’nin Hamas’a verdiği desteği şöyle yorumlar:
“Kim
Türkiye’yi Hamas çizgisine çekmek istiyorsa, Türkiye’nin düşmanıdır.”
GLD’nin en
keskin önerilerinden biri şudur: Hamas’a destek veren herkes Batı değerlerinden
uzaklaşır ve yalnızlaşır. Bu yalnızlık hem politik hem ekonomik hem de güvenlik
tehdidi olarak gösterilmelidir.
Altaylı bu dili
eksiksiz şekilde yeniden üretir. Hamas’a verilen desteği Türkiye’nin dış
politikası açısından “intihar” gibi gösterir ve iç kamuoyunda Hamas’a destek
veren herkesi “etki ajanı” olarak yaftalar. Bu da GLD’nin “direnişe destek =
radikalleşme” çerçevesine tam uyum sağlar.
6. İsrail’in
Suikastlarını ‘Zeka Harikası’ Diye Sunmak
Altaylı’nın “İsrail
İstihbaratından Şov” (6) başlıklı
yazısında şu dikkat çekici ifade yer alır:
“Türk
istihbaratı PKK’lıları böyle yok etse hoşunuza gitmez miydi!”
Bu söz,
İsrail’in istihbarat cinayetlerini “ahlaki olmayan ama teknik olarak
etkileyici” bir şey gibi sunar. GLD, İsrail’i modern, gelişmiş, yüksek
teknolojili bir ülke olarak lanse etmeyi önerir. Altaylı da tam bunu yapar.
Böylece suikast, infaz ve hukuk dışı eylem “başarı” olarak yansıtılır. Oysa bu
övgü, sivilleri hedef alan dijital savaş suçlarını meşrulaştırmaktadır.
7. İsrail ile
Ticaret: Gerçeği Söylemeden Yumuşatmak
Altaylı “Türkiye
İhracat Yapmıyor Ama İsrail İthalat Yapıyor” (7) yazısında Türkiye’nin İsrail’e ihracatını
açıklar ama bu durumun İsrail’in savaş ekonomisine etkisini hiç tartışmaz.
“Yılın ilk 9
ayında İsrail’e yapılan toplam ihracat miktarı 1 milyar 809 milyon dolara
ulaşmış.”
Bu, İsrail’i
eleştirmek gibi görünse de GLD’nin “ekonomik işbirliği zemini tartışılmasın,
istikrar unsuru olarak sunulsun” stratejisine hizmet eder. Ekonomik ilişki
sürüyor ancak bu ilişki sorgulanmıyor. Aksine, “iktidarın ikiyüzlülüğü” gibi iç
politik bir meseleye indirgendiği için İsrail’in suç ortaklığı tartışma dışında
kalıyor.
Altaylı
Söylemi ile Global Language Dictionary El Ele
Fatih
Altaylı’nın göz attığımız birkaç köşe yazısı görünürde bağımsız gazetecilik
örnekleri gibi sunulsa da derin yapılarında Global Language Dictionary’nin ana
stratejilerine yüksek düzeyde uyumludur:
- Gerçeklik bilgi kaosu içinde görünmez
kılınır.
- Hamas şeytanlaştırılır, Filistin direnişi
gayrimeşrulaştırılır.
- İsrail halkı aklanır, devlet suçları teknik
hataya indirgenir.
- Türkiye’nin Gazze politikası radikalleşme
olarak çerçevelenir.
- İsrail suikastları teknik başarı diye
sunulur.
- Ticari işbirliği meşrulaştırılır.
Bu yalnızca
söylemin yeniden üretimi değil; aynı zamanda işgalin medya eliyle
normalleştirilmesidir.
Kaynakça:
- Altaylı, Fatih. “Post Truth Savaş.”
fatihaltayli.com.tr, 19 Ekim 2023. Link https://fatihaltayli.com.tr/kose-yazisi/2023/10/19/yahudi-lobisi-kapilara-carpi-atiyor
- Altaylı, Fatih. “Milyon Dolarlık Soru:
Hamas’ın Kurucusunu İsrail Niye Serbest Bıraktı?” fatihaltayli.com.tr, 11
Ekim 2023. Link https://fatihaltayli.com.tr/kose-yazisi/2023/10/11/milyon-dolarlik-soru-hamasin-kurucusunu-israil-niye-serbest-birakti
- Altaylı, Fatih. “Gazze Can da Yemen Patlıcan
mı.” fatihaltayli.com.tr, 7 Aralık 2023. Link
https://fatihaltayli.com.tr/kose-yazisi/2023/12/07/gazze-can-da-yemen-patlican-mi
- Altaylı, Fatih. “Yahudiler İçin En Büyük
Tehlike İsrail.” fatihaltayli.com.tr, 19 Nisan 2024. Link https://fatihaltayli.com.tr/kose-yazisi/2024/04/19/yahudiler-icin-en-buyuk-tehlike-israil
- Altaylı, Fatih. “Tezgahın Hedefi İran mı
Türkiye mi.” fatihaltayli.com.tr, 25 Ekim 2023. Link https://fatihaltayli.com.tr/kose-yazisi/2023/10/25/tezgahin-hedefi-iran-mi-turkiye-mi
- Altaylı, Fatih. “İsrail İstihbaratından
Şov.” fatihaltayli.com.tr, 18 Eylül 2024. Link https://fatihaltayli.com.tr/kose-yazisi/2024/09/18/israil-istihbaratindan-sov
- Altaylı, Fatih. “Türkiye İhracat Yapmıyor
Ama İsrail İthalat Yapıyor.” fatihaltayli.com.tr, 3 Kasım 2024. Link https://fatihaltayli.com.tr/kose-yazisi/2024/11/03/turkiye-ihracat-yapmiyor-ama-israil-ithalat-yapiyor