Husiler, hava savunmasını aşarak Ben Gurion Havalimanı'nı nasıl vurdu?

İsrail, Yemen'deki Husiler tarafından fırlatılan ve başkent Tel Aviv'deki Ben Gurion Havalimanı'nı hedef alan balistik füzenin hava savunma sistemleri tarafından engellenemediğini ilk kez kabul ederken, bir askeri uzman, sistemlerin bu tür füzeleri tespit edebilecek donanıma sahip olmadığını söyledi.
Resmi açıklamaya göre, İsrail'in savunma güvencesi olarak gördüğü dünyanın en gelişmiş iki hava savunma sistemi sayılan Arrow (Hetz) ve THAAD, 7 kişinin yaralanmasına ve hava trafiğinin durmasına yol açan Husi füzesini engelleyemedi.
Bu olay, uzun zamandır kendisini bölgenin en güçlü ve en yetenekli askeri gücü olarak gören ve bu konuda övünen İsrail'in savunma kabiliyetlerinin gerçekliği hakkında yoğun tartışmalara yol açtı.
AA muhabirine konuşan Kuveytli askeri uzman Faysal el-Haceri, İsrail'in savunma stratejisinin temelini oluşturan sistemin teknik özelliklerini ve hava tehditlerine karşı kullandığı mücadele yöntemlerini anlattı.
Haceri, hava savunma radarlarının düşman hedeflerini tespit etmek için bir verici ve bir alıcı olmak üzere iki sistemden oluştuğuna dikkati çekerek, "Radar sisteminin yaydığı elektromanyetik dalgalar bir hava hedefine çarptığında, yansıyan sinyaller hava savunma sistemine geri döner. Bu sinyaller alıcı ünite tarafından yakalanarak hava kontrol ekranında işlenir. Sistem, tespit edilen hedefi imha etmek üzere otomatik olarak bir hava savunma füzesi fırlatma emri verir." ifadelerini kullandı.
Bu sistemin temelde büyük radar kesit alanına (RCS) sahip uçaklarla mücadele etmek üzere tasarlandığını vurgulayan Haceri, radar dalgalarının hedef uçağa çarptığında sistem tarafından algılandığını ve hava savunma operatörünün ekranında belirdiğini, böylece operatörün tespit edilen hedefin imhası için hava savunma füzesi fırlatma emrini verebildiğini anlattı.
Haceri, "Balistik füzelerin düşük radar kesit alanı (RCS), radar dalgalarının yetersiz yansımasına veya hiç geri dönmemesine neden olmaktadır. Böylece hava savunma radar sistemlerinin hedef tespitini ve dolayısıyla operatör ekranlarında görünmesini önlemektedir." diye konuştu.
Balistik füzelerde mesafe büyük olduğu için patlayıcı madde miktarının azaltılarak istenilen hedefe ulaşılmasının sağlandığına işaret eden Haceri, "Balistik füzenin navigasyon sistemindeki hata dikkate alındığında Ben Gurion Havalimanı'nda meydana gelen hasarın sınırlı düzeyde kaldığına inanıyorum. Bu durum, saldırının askeri etkinlikten ziyade psikolojik ve sembolik bir nitelik taşıdığını göstermektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Haceri, İsrail'in hava savunma sisteminde radar kesit alanına (RCS) güvendiğine dikkati çekerek, bunun füzelerden çok uçakları engellemek için tasarlandığını, çünkü füzelerin yüksek hızı nedeniyle uçaklara göre füzeleri tespit etmesinin daha zor olduğunu belirtti.
Askeri uzman Haceri, ABD'nin binden fazla askeri hedefi vurmasına rağmen Husilerin füze kapasitesini neden etkisizleştiremediğine ilişkin, "Yemen, sarp dağlık arazi yapısı ve düşmanından gizlenmeye elverişli çok sayıda mağara nedeniyle her türlü saldırı gücü için zorlu bir hedeftir." şeklinde konuştu.
Bu mağaraların mobil füze rampaları olabileceğine işaret eden Haceri, "Gizlendiği noktadan çıkıyor, füze fırlatılıyor ve kısa bir süre sonra tekrar gizleniyor." dedi.
Haceri, tarihsel olarak Yemen'e yönelik tüm saldırıların ağır kayıplarla sonuçlandığına dikkati çekerek, ABD'nin tüm saldırılarını Yemen'in altyapısını yok etmeye yönelik düzenlediğini, kurbanın ise çaresiz Yemen halkı olduğunu vurguladı.
Yemen'deki Husiler, dün, İsrail'in Ben Gurion Havalimanı'na düzenledikleri füze saldırısının başarıyla sonuçlandığını duyurmuştu.
Husilerin Askeri Sözcüsü Yahya Seri, yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nde yönelik uyguladığı soykırımdan dolayı Filistin halkına destek ve yaşadığı haksızlığa karşı bir duruş olarak saldırının düzenlendiğini ifade etmişti.
Seri, "yansımaları ne olursa olsun" Filistin halkının yanında olarak, onlara destek vermeyi ve ABD saldırılarına karşı durmayı sürdüreceklerini vurgulamıştı.
Husiler, İsrail'in başkenti Tel Aviv'deki Ben Gurion Havalimanı'nı balistik füzeyle vurmuştu.
Saldırı sonrasında havalimanında uçak iniş ve kalkışları askıya alınırken füzenin düştüğü bölgede 15 metre çapında bir çukur oluştuğu aktarılmıştı.
İsrail acil yardım servisi, saldırıda 4 kişinin hafif ve orta derecede yaralandığını duyurmuştu.
Husiler, dün İsrail'e dönük olarak kapsamlı bir hava ablukası uygulayacaklarını duyurmuş ve uluslararası hava yollarını İsrail'e uçuşlarını iptal etmeye çağırmıştı.
İsrail basını, füzenin, Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıların başladığı 7 Ekim 2023'ten bu yana Ben Gurion Havalimanı bölgesine doğrudan düşen ilk füze olduğunu belirtmişti.
Kanal 12'nin haberine göre, İsrail’in Gazze'deki ateşkesi bozmasından bu yana Yemen'den İsrail'e doğru 33 füze ve insansız hava araçlı saldırı kaydedildi.
Savaşın başlangıcından bu yana Husilerin İsrail'e 70'ten fazla füze fırlattığı, füzelerin engellenmesinde "yüzde 90'ın üzerinde başarı elde edildiği" iddia edilen haberde, "Bu savaşın başlangıcından bu yana Yemen'den yapılan füze saldırılarına karşı başarısız olunan üçüncü sefer. Önceki iki seferde füzeler Yafa ve Ramat Efal'e (İsrail'in merkezindeki Ramat Gan şehrinde bir mahalle) düşmüştü." ifadelerine yer verilmişti.
İsrael Hayom gazetesinin haberine göre, Tel Aviv ve çevresinde (Gush Dan), Kudüs'te ve Batı Şeria'daki yerleşim yerlerinde siren seslerinin duyulmasının ardından milyonlarca İsrailli sığınaklara kaçmıştı.
Yedioth Ahronoth'a göre, füzenin fırlatılmasının ardından İsrail havaalanında uçakların iniş ve kalkışları durdurulmuş ve inmeye çalışan bazı uçaklar havada daireler çizmek zorunda kalmıştı.
İsviçre, Avusturya, Avustralya ve Hindistan'ın da aralarında bulunduğu 9 havayolu şirketi Tel Aviv'e olan uçuşların iptal edildiğini duyurmuştu.