Bakan Kacır, İklim ve Ekonomi Sürdürülebilir Mobilite Araç ve Teknolojileri Zirvesi'nde konuştu

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Ülkemiz sahip olduğu gelişmiş AR-GE ve inovasyon ekosistemi, güçlü ve köklü üretim altyapısıyla mobilite ekosisteminin dönüşümüne liderlik etmeye hazır konumdadır." dedi.
Bilişim Vadisi'nde düzenlenen İklim ve Ekonomi Sürdürülebilir Mobilite Araç ve Teknolojileri Zirvesi'nde konuşan Kacır, insanlığın doğal kaynakların sınırsız olduğu anlayışıyla hareket ettiğini ancak bugün bu yanılgının bedelinin ağır şekilde ödendiğini söyledi.
Kacır, dünyanın bir köşesinde insanların bir yudum temiz suya ulaşmakta zorlanırken, başka bir köşesinde milyonlarca kişinin denizlerin yükselen suları nedeniyle yuvalarını, yurtlarını geride bırakmak zorunda kaldığını dile getirerek, "Karşı karşıya olduğumuz bu tablo, yeşil dönüşümün ahlaki sorumluluk olduğu kadar, ekonomik zorunluluk olduğu gerçeğini de açık şekilde ortaya koyuyor. Artık kalkınmanın, yalnızca tüketime indirgenen dar tanımlara hapsedilmediği, insanın doğayla kurduğu ilişkiyi onaran, ekolojik sınırları gözeten ve gelecek kuşaklara yaşanabilir dünya bırakmayı merkeze alan bütüncül anlayışla ele alındığı dönemdeyiz." diye konuştu.
Mobilite sektörünün, sürdürülebilirlik ve çevrecilik ekseninde yeniden yapılanmasının iklim değişikliğiyle mücadelede belirlenen iddialı hedeflere ulaşmada kritik öneme sahip olduğuna işaret eden Kacır, otomotiv endüstrisinin mobiliteyi yeniden tanımlamayı gerektiren çok boyutlu dönüşümün en ön safında yer aldığını belirtti.
Kacır, bugün sensör, haberleşme ve yapay zeka teknolojilerinde yaşanan gelişmelerle araçların çevresiyle ve birbirleriyle sürekli iletişim kurabilen akıllı otonom sistemlere dönüştüğünü anlatarak, "Batarya maliyetlerindeki düşüş ve enerji yoğunluğu yüksek, uzun ömürlü bataryaların sağladığı genişletilmiş menzil, elektrikli araçları daha cazip ve erişilebilir alternatif haline getiriyor. Tüketici tercihlerindeki değişim, emisyon standartları ve hükümetlerin sağladığı teşviklerle elektrikli araçlara yönelim dünya genelinde ivme kazandı. Geçtiğimiz yıl 17 milyon elektrikli araç satışı gerçekleşti." diye konuştu.
- "Türkiye Yüzyılı'nda mobilite teknolojilerinde öncü Türkiye için adımlarımızı kararlılıkla atıyoruz"
Elektrikli araçların küresel otomotiv pazarındaki payının yüzde 20'ye ulaştığını aktaran Kacır, şöyle devam etti:
"Tüketici tercihleri, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de değişiyor. Bu yılın ilk dört ayında ülkemizde hibrit araç satışı, bir önceki yıla göre yüzde 134, elektrikli araç satışı da yüzde 103 yükseldi. Aynı dönemde hibrit araçların payı yüzde 17'den yüzde 29'a, elektrikli araçların payı yüzde 10'dan yüzde 15,5'e yükseldi. Ülkemiz sahip olduğu gelişmiş AR-GE ve inovasyon ekosistemi, güçlü ve köklü üretim altyapısıyla mobilite ekosisteminin dönüşümüne liderlik etmeye hazır konumdadır.
Bu anlayışla hazırladığımız 'Mobilite Araç ve Teknolojileri Stratejileri Yol Haritası'nı kamuoyuyla paylaştık. Yol haritamızda sosyoekonomik, demografik ve teknolojik değişimlerin, dünyada ve ülkemizde mobilite sektörünün mevcut durumunu ortaya koyduk. Ülkemizin rekabet gücünü artıracak kritik projelere yer verdik. Yalnızca kara taşımacılığında değil, hava, deniz ve raylı sistemler alanında da kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerimizi belirledik. Yol haritası doğrultusunda Türkiye Yüzyılı'nda mobilite teknolojilerinde öncü, üretimde güçlü Türkiye için adımlarımızı kararlılıkla atıyoruz."
Kacır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın güçlü liderliği sayesinde vatandaşlarla buluşturdukları, elektrikli ve akıllı otomobil Togg'un yeni nesil mobilite vizyonunun sadece simgesi değil, bu alandaki dönüşüm iradesinin somut kanıtı da olduğunu belirterek, Togg'un, 40'tan fazla yerli teknoloji girişimiyle kurduğu işbirlikleri ve Ankara'daki iştiraki Trutek bünyesindeki yetkin mühendis ve araştırmacılardan oluşan ekibiyle gelecek dönemde de mobilitenin geleceğine yön verecek teknolojileri geliştirmeye devam edeceğini vurguladı.
Her daim Togg'un yanında olmaya devam edeceklerinin altını çizen Kacır, Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı ve Bilişim Vadisi bünyesinde düzenledikleri Mobilite Hızlandırma Programı gibi farklı adımlarla yeni nesil otomotiv teknolojileri çözümlerinin geliştirilmesini desteklediklerini kaydetti.
Kacır, bu teknolojiler için ihtiyaç duyulan test, entegrasyon ve sertifikasyon altyapısını sağlayan Açık İnovasyon Otonom Araç Geliştirme ve Test Platformu'nu hayata geçirdiklerini aktararak, "Elektrikli Araçlar için Hızlı Şarj Altyapısı Destek Programı'yla ülkemizin tüm şehirlerinde hızlı şarj istasyonları kurulmasını sağladık. Sağladığımız desteklerin de katkısıyla 12 bini hızlı şarj olmak üzere 30 bin şarj bağlantı noktasına ulaştık. Hızlı şarj altyapımızı yalnızca son 1 yılda 2 katına çıkardık. Programın 20 Haziran'a kadar devam edecek ikinci çağrısıyla hızlı şarj ağımızı genişletmeyi hedefliyoruz." ifadelerini kullandı.
- "2030'a kadar Seviye 3 yerli otonom aracın ülkemizde üretilmesini sağlayacağız"
Bakan Kacır, mobilitedeki kabiliyetleri katma değerli üretime yönlendirecek ve uluslararası rekabetçiliği güçlendirecek yatırımları Türkiye'ye kazandırmak üzere yeni destek programlarını devreye aldıklarını anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın ilan ettiği, tarihimizin en büyük ölçekli yatırım programı HIT-30'un ilk 6 çağrısından 2'sini doğrudan otomotiv sanayimize yönelik kurguladık. Elektrikli araçlar çağrısıyla yıllık en az 150 bin elektrikli araç kapasitesi sağlayacak ve AR-GE merkezi kurulumunu da içeren yeni yatırımlar için kapsamlı teşvik paketi sunuyoruz. Batarya üretimi çağrısıyla hücre üretimini de içeren yıllık en az 5 GW saat kapasiteli batarya ve aktif malzeme üretim tesisi yatırımlarını destekliyoruz. Ülkemizde halihazırda üretim yapan otomotiv üreticilerinin, son dönemdeki yatırımlarını elektrikli ve hibrit araç üretimine yönlendirmesini, attığımız bu adımların meyvesi olarak değerlendiriyoruz.
Henüz ülkemizde yatırım gerçekleştirmemiş otomotiv firmalarıyla Türkiye'nin yatırımcılara sunduğu değer önerisini ve yeni mobilitede gerçekleştirdiğimiz hamleleri paylaşıyoruz. Onları Türkiye'nin sunduğu imkanları değerlendirmeye davet ediyoruz. Yatırımcı ilgisi, Türkiye'nin uluslararası yeni mobilite yatırımları için cazibe merkezi olduğunu kanıtlıyor. Dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisi BYD, Manisa'da yıllık 150 bin elektrikli veya şarj edilebilir hibrit araç kapasiteli üretim tesisi ve mobilite teknolojilerine yönelik AR-GE merkezi kuruyor. Küresel otomotiv devlerinin ülkemizde gerçekleştirdiği yatırım zincirine yeni halkalar eklenmeye devam ediyor. Chery marka otomobillerin ülkemizde üretilmesine yönelik benzer ölçekte yatırım da yıllık 200 bin kapasiteyle Samsun'da gerçekleşecek. Tüm bu yatırımlar, ülkemizin yüksek teknolojiye dayalı üretim kapasitesine duyulan teveccühü ve yatırımcı güvenini giderek perçinliyor."
Türkiye'nin, yeni nesil elektrikli araç üretiminde yükselen ivmeyle yoluna emin adımlarla ilerlediğinin altını çizen Kacır, "Attığımız çok boyutlu adımlarla 2030 yılına dek elektrikli ve şarj edilebilir hibrit araçların ülkemizdeki pazar payını yüzde 35'in üzerine, bu araçlarda yerlilik oranımızı yüzde 75'e ve üretim kapasitemizi 1 milyona çıkaracağız. Batarya modül ve alt komponent yatırımlarıyla ülkemizi bölgesel batarya üretim merkezlerinden biri haline getireceğiz. 2030'a kadar Seviye 3 yerli otonom aracın ülkemizde üretilmesini sağlayacağız. Atılımlarımız yalnızca otomotiv sektörüyle sınırlı kalmayacak. Ülkemiz, 80 milyonu aşan nüfusu ve geniş coğrafyasıyla, raylı ulaşım sisteminin yerli ve milli olarak geliştirilmesi adına önemli fırsat penceresi sunuyor." ifadelerini kullandı.
- "Türkiye, mobilitenin geleceğine yön verebilecek projelere ev sahibi olmaya hazır"
Kacır, Türkiye'de yüksek üretim kabiliyetleriyle yerli olarak yüksek hızlı tren geliştirip üretme ve ihraç edebilme imkanına sahip olduklarını dile getirerek, "Halihazırda Eskişehir-5000 projesi kapsamında yerli ve milli yeni nesil elektrikli anahat lokomotifinin seri üretimi başladı. 160 kilometre/saat hıza sahip Milli Elektrikli Tren Seti yine seri üretimde. 225 kilometre/saat hıza sahip Milli Elektrikli Hızlı Tren Seti'nin tasarım ve prototip çalışmalarında önemli mesafe kat edildi. Togg örneğinde olduğu gibi vizyoner yaklaşım sergileyerek, kabiliyet ve birikimimizi yerli ve milli yüksek hızlı tren hedefiyle bir araya getireceğiz." diye konuştu.
Türkiye'nin güçlü gemi inşa sanayine sahip olduğunu dile getiren Kacır, şunları kaydetti:
"Gemi inşa sanayimizin çevreci teknolojileri en kısa sürede uygulamasını sağlayarak, çevre ve enerji dostu tam elektrikli gemi ihracatında öncü ülkelerden biri olmayı arzuluyoruz. Ulaşımın son modu olan havacılık sektöründe de askeri insansız hava araçlarıyla ülkemizin kazandığı teknoloji geliştirme kabiliyetini, sivil alana aktarmayı planlıyoruz. Mobilite sektöründe gerçekleşen köklü dönüşümler, ülkemizden Turcorn'lar çıkmasının da önünü açıyor. Togg projesi için AR-GE merkezini kurmak için adresin Bilişim Vadisi olarak seçilmesi, aslında Türkiye'nin teknoloji ve inovasyon üssünde aynı zamanda büyük mobilite teknoloji kümelenmesi oluşturma vizyonumuzun parçasıydı."
Kacır, bugün 120'den fazla mobilite girişimine ev sahipliği yapan Bilişim Vadisi'nde artık geleceğin mobilite dünyasının şekillendiğine dikkati çekerek, Sektör Kampüste, 42 Yazılım Okulları, Milli Teknoloji Akademisi Uzmanlık Programı gibi projelerle Deneyap Teknoloji Atölyeleri ve TEKNOFEST'lerle sektörün ihtiyaç duyduğu yetkin insan kaynağını yetiştirmek üzere bugüne dek pek çok öncü adımı attıklarını söyledi.
Yeni mobilitenin sunduğu yüksek potansiyelden Türkiye'nin en üst düzeyde yararlanması için ekosistemi sürekli beslemeye devam edeceklerini vurgulayan Kacır, güncel programlar ve projelerle sektörün ihtiyaçlarına cevap niteliğindeki düzenlemelerle ülkenin, mobilitenin geleceğine yön verebilecek projelere ev sahibi olmaya hazır olduğunu dile getirdi.
Kacır, yerli yabancı ayrımı yapmadan yatırımcı dostu politikalarla bu potansiyeli değere dönüştürecek her girişimin destekçisi olmayı sürdüreceklerinin altını çizerek, geleceğin daha büyük, daha güçlü, daha müreffeh Türkiye'sinde bugünden yerini almak isteyen her vizyon için ellerini taşın altına koymaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.